Suç, bireylerin ve toplumun dikkatini çe...

 Suç, bireylerin ve toplumun dikkatini çeken olayların başında gelmektedir. Hemen bütün ülkelerde suç olaylarının insanları ne kadar ilgilendirdiği basın yayın organlarının bu konuya ilgisinden de anlaşılmaktadır. Adam öldürme, sokak çatışmaları, cinsel suçlar gibi şiddet içeren suçlara bütün dünya basınının geniş yer verdiğini görmekteyiz. Günlük gazetelerde suç haberlerinin yer aldığı bilinmektedir.
 Birçok psikolog ve sosyoloğa göre suç ve suçluluğa karşı olan ilgi alışılmış olmayan durumlara karşı duyulan ilgiden kaynaklanmaktadır. Örneğin, toplumda alışılmışın dışında davranan insanlar kahraman ilan edilmektedir. Bu kişiye ilgi duyulmaktadır.
 Psikologların bir bölümü, suça karşı gösterilen bu ilginin, insanların içinde yer alan ancak bastırılmış dürtülerin dışa vurumu veya ilgi biçiminde ortaya çıktığı görüşünü ifade etmektedir. Yani insanların içindeki bilinçaltı saldırganlık duyguları suça ve suçluya olan ilgi ile tatmin edilmektedir.
 Ancak burada kitle iletişim araçlarının da toplumu yönlendirmesini, düşünme ve davranmasına biçim verici etkisini göz ardı etmemek gerekmektedir. Diğer yandan insanların suç ve suçluya karşı olan ilgileri güven duyguları ile de ilgilidir. İnsanlar güven içinde yaşamak isterler. Bir suçun mağduru veya tanığı veya sanığı olmak istemeden yakınları ile güven içinde yaşamayı seçerler. Suçlu ise toplumun kurulu düzenini ihlâl ve tehdit etmektedir. İnsanlar çevrelerinde suç işlendiğinde kendilerini güvende hissetmezler ve dikkatlerini suç ve suçluya yönlendirirler.
 Gündelik yaşam karmaşası ve tekdüzeliği içinde, bu tekdüzeliği bozan aynı zamanda suç ve suçludur. Psikolojideki algı konusu hatırlandığında suç bir şekil olarak algılanmakta, dikkati ve ilgiyi çekmektedir. Diğer yandan suç ve suçlu çözülmesi gereken bir sorun olarak da dikkati ve ilgiyi çeken bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.
 Bir davranış bazı kişiler tarafından bazı durumlarda yapıldığı zaman suçtur. Aynı zamanda suç kültürden kültüre ve aynı kültürde zaman içinde değişiklikler göstermektedir. Sapma ve suç sıklıkla birlikte görülebilir ancak tüm suçlar sapma ve tüm sapmalar da suç değildir. Yasalara uymamak bir sapmadır ve aynı zamanda suçtur. Birçok suç davranışı sapma kavramına dahil edilebilir.
 Sonuç olarak; adalet personelinin tanık, sanık, mağdur, tutuklu ve hükümlünün psikolojik durumunu anlamaya çalışması, halkla ilişkilerin kavram ve metotlarını da kullanarak diyalog kurması önemlidir.