Sanayi Devrimi öncesi aile bağımsız ekon...
Sanayi Devrimi öncesi aile bağımsız ekonomik bir birimdir. Eve iş verme sisteminin egemen olduğu Merkantilist dönemde Avrupa'da her aile, evini bir işyeri olarak kullanırdı. Tarımsal üretim dışında aile fertleri geçimlerini temin etmek için yün eğirip ve kumaş dokurdu. Genellikle erkek dokumacı, kadın yün eğiticisi ve çocuklarda yardımcı olarak çalışırlardı. Bununla birlikte ailenin küçük bir tarlası ve köyün ortak mera ve orman alanlarını kullanma hakkı vardı. Bu dönemlerde aile ortak bir işletmedir. Ailenin fertleri kendilerini bu işletmenin bir ortağı sayar ve aile bütçesinin zenginleşmesi için katkıda bulunurdu.
Sanayi Devrimi ile birlikte ailede kadın ve erkeğin rolleri yeniden tanımlanmıştır. Özellikle erkeğin ailenin yegâne ekmek kazananı rolünü üstlenmesiyle kadın da ev işleri yapar olmuştur. Bu aile tipi ekmeğini kazanan erkek ailesi olarak da tanımlanmaktadır. Bu durum kadının ekonomik rolünün tamamen yok olduğu anlamına gelmemektedir. Zira özellikle işçi sınıf kadınlar gelir getirici faaliyetlerde bulunmaya devam etmiştir. Ancak erkeğin elde ettiği gelir ailenin ana gelir unsuru olmuştur.
Batı toplumlarında Sanayi Devrimi ile birlikte teknoloji kadının iş rolü süratle yok etmiştir. Kadın ekonomik önemi de azalmıştır. Buna karşın erkeğin evde yaptığı iş bir müddet daha teknolojiye direnmiş ancak sonunda o da fabrikaya kaymıştır. İşin evin dışına çıkması ile birlikte, aile içi iş bölümü, kadın ve erkek rolleri de değişikliğe uğramıştır.
Kadının gelir açısından ikincil bir rol üstlenmesi, ilk fabrikalarda çalışanların yarıdan fazlasının kadın olduğu gerçeğini gizlemektedir. Kadın işgücü ücretlerinin düşük olması ve kolayca işten atılabilmeleri nedeniyle tercih edilmekteydi. Bununla birlikte çalışan kadınların büyük bir çoğunluğunun bekâr veya çocuklarını büyütmüş orta yaş kadınlardan oluştuğu ve kadınların evlendikten sonra nadiren çalıştığı görülmüştür. Tüm bu dönüşümler neticesinde ailenin temel fonksiyonu, çocuk yetiştirme ve sosyalleşmeyle sınırlanmıştır. Aile yaşlı üyeler için bir dinlenme ve kimi seramonilerin gerçekleştirildiği bir sosyalleşme alanı haline gelmiştir.
Kısaca daralmış geleneksel fonksiyonları ile aile artık özel yaşam alanı haline gelmiştir ve Sanayileşmenin gelişmesiyle büyük aile önemini yitirerek, anne baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileye dönüşmüştür. Sanayi toplumunda çekirdek aile normdur, ancak bu durumun ne kadar süre devam edeceği tartışma konusudur.
Sanayi Devrimi sonrası Batı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinde yeni bir aile tipinin geliştiği ileri sürülmektedir. Orta sınıflar aile kurumuna artan bir şeklide kutsiyet atfetmiş ve aile yaşamının toplum temel taşı olduğuna inanmıştır. Zira aile yeni ekonomik hayatın yarattığı stresten sığınılacak duygusal bir cennet ve çocuklara ahlaki değerlerin öğretileceği bir mabet olarak görülmekteydi. Orta sınıf ailelerde iş ve aile hayatının kesin bir şekilde birbirinden ayırılmış ailenin ekonomik işlevini tümden yok olmuştu. Böylece orta sınıf aile, kişiler için birlikte zaman geçirilen bir yapıya dönüşmüştür.
Öte yandan işçi ailesi ise geleneksel aileye daha yakındır. Aile artık bir üretim yeri olmasa da hala ekonomik bir birimdir. Zira aile fertleri özellikle çocuklar ve kadınlar aile bütçesine ek gelir getirecek işler yapmaktadır. Kadının ev işleri ve çocuk bakımı nedeniyle iş arayamadığı durumlarda aile ekonomisine olan görece katkıları azalmaktaydı. Böyle durumlarda kadınların aile ekonomisine katkıları daha çok evin bir odasının pansiyon olarak kullandırması, çamaşır yıkamak ve evde dikiş dikmek ya da ev sorumlulukları ile uyumlu her türlü gelir getiren ekonomik faaliyete bulunmaktan ibarettir. Bu dönemde işçi ailesi açısında büyük aile fertleriyle dayanışma devam etmektedir. Büyük aile, borcu olanlara, geçici olarak işsiz olanlara veya hasta ve yaşlılara mali açıdan destek sağlamaya devam etmektedir. Kısaca sanayileşmenin ilk yıllarında güçlü bir sosyal güvenlik sisteminin yokluğunda, ailenin kendisi minyatür bir refah devleti özelliği sergilemiştir. Çok uzun bir süre geniş aile Sanayi toplumlarında bir norm olmaya devam etmiştir.