Mütemadi suçlar, devam edegelen, sürekli...

 Mütemadi suçlar, devam edegelen, süreklilik göstere suçlardır. Bu suçlarda, hareketin icrası devam etmekte ve bu hukuka aykırı durum sona erdiğinde suçun işlenmesi bitmektedir. Diğer bir ifadeyle haksızlık teşkil eden hareketin yapılmasıyla suç tamamlanmakta ancak bu haksız durum sona erinceye dek suçun işlenmesi bitmemektedir. Dolayısıyla kesintisiz suçun tamamlanması ve bitmesi farklı kavramlardır. Örneğin, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kesintisiz bir suçtur. Bu suç, kişinin iradesine uygun hareket etme kabiliyetine son verildiği anda, mesela odaya kilitlendiğinde artık suç tamamlanır ve ortada cezalandırılabilir bir fiil vardır. Ancak suçun icrası, kişi özgürlüğüne ulaşıncaya kadar devam etmektedir. Yine kesintisiz suçlara, suç örgütü üyeliği, konut dokunulmazlığını ihlal ruhsatsız silah bulundurmak örnek olarak gösterilebilir.
 Kesintisizi suçların karşıtı olan ani suçlarda, suçun tamamlanması ve bitmesi şeklinde bir ayırım bulunmamaktadır. Ani suçlarda suç, sırf hareket suçlarında hareketin yapılmasıyla; neticeli suçlarda neticenin gerçekleşmesiyle tamamlanan ve icrası devam etmeyen suçlardır.
 Örneğin öldürme suçunda, hareketin yapılmasının ardından netice, gerçekleşmesi zaman alsa bile ya gerçekleşir yahut gerçekleşmez. Yani ölümün gerçekleşme anı ile suç tamamlanır. Suçun devam etmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
 Ani suç, kesintisiz suç ayrımı mutlak değildir, zira bazı ani suçlar da mütemadi suç şeklinde işlenir. Hırsızlık ani suçtur. Ancak abonman elektrik, su, doğal gaz hırsızlığı mütemadi suçtur.
 Özel hayatın gizliliğini ihlal, mektubu açıp okumak şeklinde işlenirse ani suç; belli bir süre telefon dinleme şeklinde olursa mütemadi suçtur. Suçun unsurlarından olan netice, hareketin dünyada meydan getirdiği değişikliktir. Ancak bu değişiklik ceza normunda gösterildi ise ceza hukuku bakımından önem taşımaktadır. Kanun koyucu bazı suç tipleri bakımından hareketin yapılmasını yeterli görmüş, ayrıca bir neticenin gerçekleşmesini aramamıştır. Diğer bir ifadeyle kanun koyucu, bazı suçlarda hareketin dış dünyada meydana getirdiği değişiklikle ilgilenmemiş, haksızlığın oluşması ve cezalandırma için hareketin yapılmasını yeterli görmüştür. Hareketin gerçekleştirilmesiyle tamamlanan, Kanun’da tamamlanması için neticenin aranmadığı bu tip suçlara, sırf hareket suçları denilmektedir. Örneğin, Türk Ceza Kanununun yüz yirmi beşinci maddesinde düzenlenen hakaret suçu, sırf hareket suçudur. Failin tahkir edici sözleri söylemesi suçun oluşumu bakımından yeterlidir; suçun oluşumu için bu sözlerin mağdurda nasıl bir etki gösterdiğinin bir önemi bulunmamaktadır.
 Bazı suç tiplerinde ise, suçun tamamlanması için neticenin gerçekleşmesi de aranmıştır. Suç tanımında, hareketin dışında, hareketin konusunu üzerinde etkiye sahip bir neticenin gerçekleşmesinin arandığı suçlara neticeli suçlar denilmektedir. Örneğin, kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi için mağdurun ölümünün gerçekleşmesi gerekir. Failin öldürmeye yönelik hareketi, mesela silahını ateşlemesi yeterli değildir; suçun tamamlanması için bundan başka bu silahtan çıkan mermiyle mağdurun ölmesi gerekir.
 Neticeli suçlarda, neticenin hareket ile nedensellik ilişkisi içerisinde olması gerekir. Yani en temel haliyle, netice hareketin bir sonucu olmalı, aralarında sebep, sonuç ilişkisi bulunmalıdır.
 Eğer failin hareketi ile meydana gelen netice arasında nedensellik bağı yoksa fail neticeden sorumlu tutulamaz. Ancak hareket ile neticenin arasında doğal bir bağ olan nedensellik bağının varlığının tek başına ele alınarak failin neticeden sorumlu tutulması, bazı hallerde fail bakımından katlanılmaz hale gelebilir. Bunun için, hareket ile netice arasında nedensellik bağının varlığı tespit edildikten sonra, failin gerçekleşen neticeden sorumlu tutulması için ayrıca bir hukuki değerlendirme yapılarak, gerçekten neticenin failin fiilinin bir eseri mi netice faile isnat edilebilir mi olduğu tespit edilmelidir. Bu çerçevede neticeli suçlarda, öncelikle nedensellik bağının tespiti ardından objektif isnadiyetin varlığının tespit edilmesi gerekir.