Fiil, böyle hallerde hukuk düzeni ile ça...
Fiil, böyle hallerde hukuk düzeni ile çatışmaz ve fiili işleyene herhangi bir yaptırım uygulanması da gündeme gelmez. Örneğin, polisin silah kullanma yetkisi kapsamında bir kişiyi silahını kullanarak yaralaması halinde, fiil yalın olarak değerlendirildiğinde yaralama suçuna uygun olacak ve tipiklik gerçekleşmiş olacaktır. Ancak Kanun bu özel durum için polise yetki vermiş ve böyle bir halde yaptığı hareketin hukuka uygun olacağını kabul etmiştir. Dolayısıyla tipe uygun fiil haksızlık teşkil etmeyecektir. Dolayısıyla fiilin tipe uygunluğunun tespitinin ardından, hukuk düzeninin bu fiili hukuka uygun hale getiren bir kurala yer verip vermediğinin araştırmasının yapılması gerekir.
Burada haksızlık ve hukuka aykırılık kavramlarını karşılaştırarak ele almakta yarar vardır. Bir fiil ya hukuka aykırıdır ya değildir. Diğer bir ifadeyle bir fiil ya hukuk düzenini ihlal eder ya da hukuk düzenine uygundur. Dolayısıyla hukuka aykırılık niteliksel bir kavramdır; fiilin hukuka aykırılığı az veya çok şeklinde niceliksel bir değerlendirmeye tabi tutulamaz. Ancak haksızlık kavramı, niceliksel bir kavramdır; yani haksızlığın içeriğine ilişkin bir değerlendirme yapılabilir. Bazı haksızlıklar hukuk düzenini da yüksek düzeyde ihlal ederken bazı haksızlıklar hukuk düzenini daha az düzeyde ihlal etmektedir. Nitekim bu durum haksızlıklara layık görülen cezaların ağırlığına etki etmektedir. Diğer yandan haksızlık teşkil ettiği kabul edilen her fiil elbette aynı zamanda hukuka aykırıdır. Örneğin, hırsızlık suçu ile insan öldürme fiillerinin haksızlık içerikleri bir değildir, ancak her ikisi de kural olarak hukuka aykırı fiillerdir.
Failin hareketinin hukuk düzenini ihlal eden bir yapıya sahip olduğu, yani haksızlık teşkil ettiği tespit edildikten sonra, fiilini işleyenle alakalı bir değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme ile fiili işleyen failin cezaya layık olup olmadığı, yani işlediği fiili nedeniyle kınanabirlilirliği hakkında bir değerlendirme yapılacaktır. Bu çerçevede fiili işleyenin ceza ehliyetine sahip olup olmadığı, içinde bulunduğu şartlar altında hareketlerini doğru yönlendirip yönlendiremediği gibi hususlar ele alınacaktır. Diğer yandan ceza hukukunda kusur ilkesi geçerlidir; netice sorumluluğu reddedilmiştir. Bu ilke çerçevesinde kusuru olmayana ceza verilmeyecektir. Kusursuz ceza olmaz. Fail ancak kusuru varsa cezalandırılacaktır. Failin işlediği fiilin suç teşkil etmesi ve işlediği bu fiil nedeniyle kusurlu kabul edilmesi halinde kural olarak failin cezalandırılması gündeme gelecektir. Ancak bazı hallerde failin cezalandırılabilmesi için, suçun unsurları (haksızlık) ve kusurluluk dışında kalan bazı şartların gerçekleşmesi gerekmektedir186. Bu şartlardan bir kısmının gerçekleşmesi cezalandırmaya engel teşkil ederken, bazen de şartların gerçekleşmesiyle, failin fiili artık cezalandırılabilir bir fiil olarak ceza hukuku yaptırımlarıyla karşı karşıya kalacaktır.
Anlatılanlar çerçevesinde bir kişinin işlediği bir fiili nedeniyle cezalandırılabilmesi için, öncelikle fiilinin suç teşkil edip etmediğinin tespit edilmesi gerekir. Bunun için öncelikle tipe uygun bir fiilin var olup olmadığı araştırılır. Şayet tipe uygun bir fiil var ise, bu kez tipe uygun bu fiili hukuka uygun hale getiren bir kuralın var olup olmadığına bakılır. Eğer tipe uygun bu fiili hukuka uygun hale getiren bir kural yok ise, suçun gerçekleştiği söylenebilir.
Suçun gerçekleştiği tespit edildiğinde, fiille ilgili değerlendirme tamamlanır. Bunun ardından fiili gerçekleştiren faille ilgili bir değerlendirmeye gidilir. Bu değerlendirmede, failin hukuk kurallarını ihlal etme yönünde bir iradesinin var olup olmadığı, böyle bir iradeyi oluşturacak yeterlilikte olup olmadığı, kurallara uygun hareket etmeye muktedir olup olmadığı hususlar değerlendirilerek, failin kusuru tespit edilir. Şayet failin kusuru bulunmuyorsa faile ceza verilmez. Fiilin haksızlık teşkil ettiği ve failin kusurlu olduğu tespit edildikten sonra son olarak failin cezalandırılması için, suçun unsurlarının ve kusurluluğun dışında kalan başkaca bir şartın var olup olmadığına bakılır. Esasında çoğu kez bu şartların varlığı, cezalandırma koşulu olarak aranmamaktadır. Ancak bu şartların arandığı haller bakımından, şartların bir kısmının varlığı cezalandırmaya engel teşkil ederken, bir kısmının da gerçekleşmesi failin cezalandırılması için zorunludur.
Son olarak ifade edelim ki, şu ana kadar tarif ettiğimiz unsurların tamamı kurucu unsurlardır. Dolayısıyla, bu unsurlardan birinin eksikliği genel olarak cezalandırılabilirliğe engel teşkil edeceği gibi, eksik olan unsura göre, suçun hiç oluşmaması; tipik fiilin hukuka aykırılık teşkil etmemesi ya da kusurun bulunmaması gibi sonuçlar doğuracaktır.