Ceza hukuku, toplumsal yaşam düzeni bakı...
Ceza hukuku, toplumsal yaşam düzeni bakımından korunması gerekli hukuki değerleri, bu değerlere yönelik saldırıları suç olarak düzenleyerek korumayı hedeflemektedir. Düzenlenen bu suçların, ihlal edilmeleri halinde ceza hukuku yaptırımları ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bir fiilin ne zaman suç teşkil ettiği ve suç teşkil eden bir fiilin ne zaman cezalandırılacağı, teknik bir değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.
Ceza hukuku normları, toplumsal yaşam düzeni için varlığı zorunlu hukuki değerleri korumaktadır. Her bir ceza hukuku normunun korumayı amaçladığı hukuki değerler bulunmaktadır. Örneğin, hırsızlık suçu, malvarlığı hakkını korumayı amaçlayan bir ceza hukuku normudur. Korunan hukuki değerlerden yoksun bir ceza normu düşünülemez.
Ceza hukuku bu fonksiyonunu, normun muhatabı bireylere bazı emir ve yasaklar getirmek suretiyle gerçekleştirilir. Ceza hukuku normlarıyla, bazı hareketlerin yapılması emredilirken bazı hareketlerin yapılması da yasaklanmıştır. Bu yönüyle ceza hukuku normları, bir yandan temel hak ve özgürlükleri korurken diğer yandan da normun muhatabı bireylerin özgürlüklerinin sınırını tayin etmektedir.
Ceza hukuku normlarına aykırılık, hukuki değerleri ihlal eden bir haksızlık teşkil edecektir. Ancak bir insan, söz konusu emir ve yasaklara aykırılık teşkil eden bir haksızlığı gerçekleştirebilir. Ceza hukuku, doğa olayları veya hayvan hareketleriyle ilgilenmez. Suç öğretisi, ceza hukuku normunun muhatabı olan bireylerin hangi davranışlarının suç teşkil ettiğine ya da etmediğine ve bunlardan hangilerinin cezalandırılacağı veya ne ölçüde cezalandırılacağına ilişkin esasları düzenlemektedir. Bu değerlendirmenin yapılmasında en başta dikkate alınan nokta ise, failin hareketidir. Bu noktada ceza hukuku failin kendisini değil failin işlediği fiili esas alır. Failin ahlaksız bir yaşantıya sahip olması, kötü yaşaması cezalandırma için bir gerekçe teşkil etmez.
Bir fiilin suç teşkil edip etmediği o konuda bir ceza normunun, yani kanunda bir suç tipinin olup olmamasına bağlıdır. Kanunda gösterilen her bir suç tanımı, suç tipini oluşturmaktadır. Haksızlık teşkil ettiği düşünülen fiilin teknik bir analize tabi tutulması için bir suç tipinin dikkate alınarak değerlendirmenin yapılması gerekir. Suç tipinde yazılı haksızlığın içeriğini karşılayan fiil bu suç tipine uygun olur ve karine olarak suç teşkil eder. Şu halde gerçekleştirilen somut haksızlığın soyut suç tipiyle örtüşmesi halinde tipiklik gerçekleşmiş olur.
Bir başka ifadeyle tipiklik, kanunda soyut olarak tanımlanan suç tipi ile somut olayda gerçekleşen fiilin örtüşmesidir. Her suç tanımı, bir fiilin cezalandırması bakımından gerekli unsurların tamamını kapsamaktadır. Ancak suç tanımında gösterilen bazı unsurlar, suçun oluşumu bakımından değil, cezalandırılabilirlik bakımından önem arz eder. Örneğin, suç tanımında yer alan bazı hususlar objektif cezalandırma şartını teşkil edebilir. Şu halde tipiklikle kast ettiğimiz, haksızlığın gerçekleşmesi bakımından suç tipinde yer alan unsurlardır. Geniş anlamda tipiklikte ise, cezalandırılabilirliğin tüm unsurlarını kapsamaktadır. Dolayısıyla haksızlığın gerçekleştirilmesi ile fiilin cezalandırılması farklı şeylerdir. Bir fiilin cezalandırılması için haksızlığın gerçekleşmiş olması bir zorunlulukken, gerçekleşen her haksızlığın cezalandırılması bir zorunluluk değildir. Haksızlık, cezalandırılabilirliğin bir unsurunu teşkil etmektedir.
Tipikliğin gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin değerlendirmede tipiklik, maddi unsurları ve manevi unsurları bağlamında ele alınır. Eğer maddi ve manevi unsurların tamamı gerçekleşmiş ise, tipiklikten, yani tipe uygun bir fiilden bahsedilecektir.
Tipikliğin gerçekleşmiş olması ile kural olarak haksızlık gerçekleşmiş olur. Diğer bir ifadeyle kanunda suç olarak tanımlanmış bir hareketin gerçekleştirilmesi ile karine olarak hukuk düzenini ihlal eder, yani haksızlık teşkil eder. Zira kanun koyucu bir fiili suç olarak tanımlamakla haksızlık teşkil ettiğini ilan etmiş durumdadır. Ancak istisnai bazı hallerde, tipe uygun fiilin haksızlık teşkil etmemesi, yani hukuka uygun hale gelmesi mümkündür.