Türk hukuk sisteminde Kamu Hukuku içeris...

 Türk hukuk sisteminde Kamu Hukuku içerisinde yer alan Ceza Hukuku; suç olarak kabul edilen fiilleri, bu suç kabul edilen fiillere karşı öngörülen yaptırımları düzenler. Ceza Yargılaması Hukuku ise suç olarak kabul edilen filleri işleyen kişilerin yargılanacakları makamları ve yargılanma süreci tamamlanıncaya kadar uygulanacak usulü ortaya koyar.
 Ceza ve ceza yargılaması hukuku sistemin tamamlanması açısından yeterli midir? Örneğin; genel ve özel ceza kanunlarında suç olarak belirlenen bir fiili işleyen ve yargılaması yapıldıktan sonra bu fiili işlediği kanıtlandığı için yasada öngörülen bir cezaya mahkûm olan birey hakkında ne yapılacaktır? İşte bu durumu infaz kuralları ortaya koyacaktır.
 İnfazın sözlük anlamı bir yargı kararını yerine getirme, uygulama, yürütümdür. Hukuki ve geniş anlamda infaz ise yargı kararlarının yerine getirilmesi, uygulanmasıdır. İnfaz hukuku, ceza hukuku yaptırımlarının infazı, yani yerine getirilmesi konusu ile ilgilenir ve buna ilişkin esasları, ilkeleri ve usulleri gösterir.
 Suç ve ceza kavramları tarihsel süreç içinde, toplumlara, medeniyetlere göre farklı şekillerde anlamlandırılmıştır. Tarihin ilk devirlerinde suç teşkil eden eylemlerin toplumu değil doğrudan bireyi ilgilendirdiği kabul edilmekteydi. İlerleyen dönemlerde ise suç işleyen bir kişi toplumun düşmanı olarak kabul edilmeye başlandı. Bunun sonucu olarak da belli bazı cezaların ön plana çıktığı görülmektedir. Bu cezalar; ölüm cezası, sakat bırakma cezası, sürgün etme, köle yapma cezası, para cezası, yol, köprü, maden ocakları gibi yerlerin tamir ve yapımında zorunlu iş cezaları, zincirlere bağlı olarak gemilerde kürek çekme cezası olarak örneklendirebiliriz.
 Türk hukukunda da infaz ile varılması gereken esas amaç mahkûmu iyileştirmektir. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun genel gerekçesinde infaz kurumunun temel amacının hükümlüleri iyileştirmek esaslı olduğu vurgulanmıştır.
 Ayrıca ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazı ile ulaşılmak istenilen temel amaç öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlayarak, hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu suça karşı korumak, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken, kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmaktır.
 Suç olgusu, geleneksel ceza adaleti felsefesinin aksine sosyal bir vaka olarak algılanmış, toplum temeline dayalı iyileştirme yaklaşımı gelişim göstermiş ve nihayetinde bu gelişime uygun biçimde temel ilke ve esaslar mevzuatlara yansımıştır.
 Önleme amacı bakımından, cezalandırma geleceğe dönüktür. Zira suç, zaten işlenmiştir. O halde, asıl amaç suçluyu uslandırarak yeniden suç işlemesine engel olmaktır. Ceza, tek başına bir amaç olamaz. Ceza, toplumu oluşturan bireyler üstündeki etkisiyle toplumu, suçlu üstündeki önleme etkisi ile de suçluyu suç işlemekten alıkoyacaktır.
 Cezanın suç işleyen kişinin toplum bakımından zararsız hale getirilmesini amaçlayan etkisine önleme etkisi denir. Bu itibarla, önleme, kişinin işlemiş olduğu fiilin bir haksızlık oluşturduğu konusunda uyarıda bulunmaya yöneliktir. Ceza, suçluyu ıslah etmek suretiyle, bir daha suç işlemesine engel olmalıdır. Önleme bakımından cezanın amacı ne misilleme, ne de fail üzerinde etki sağlamaktır. Gerçekten infaz hukukunun esas amacı failin yeniden suç işlemesini önlemek, hükümlünün gelecekte tekerrürden uzak kalabilmesi yeteneğini sağlamaktır. Nasıl ceza ve ceza muhakemesi hukuku faili obje olarak değil, hakları ve yükümlülükleri bulunan bir muhakeme süjesi olarak kabul ediyorsa; infaz hukuku da suçluyu sadece suçlu olarak göremez. Onun insan yüzüyle de ilgilenmeli, onu öne çıkaracak kurumlar içermelidir. O hâlde suçlu ya da hükümlüde hakları ve yükümlülükleri olan bir hukuk süjesidir.
 İnfaz hukukuna ilişkin ilkeleri dört başlık altında sınıflandırmak mümkündür. İnfaz hukukunun temel ilkeleri; hukuk devleti, insan onurunun dokunulmazlığı, eşitlik ilkesi ve sosyal devlet ilkesidir.