Demokrasi halk ve iktidar sözcüklerinden...

 Demokrasi halk ve iktidar sözcüklerinden oluşmaktadır. Demokrasi, halkın iktidarı olarak da bilinir. Halk sahip olduğu iktidarı doğrudan da kullanabileceği gibi temsilcilerini seçerek de kullanabilir.
 Doğrudan demokrasi, halkın hiçbir aracıya gerek olmaksızın doğrudan doğruya kendi kendisini yönetmesi ve kararlar almasıdır. Bu, ancak sayıca çok küçük topluluklarda söz konusu olabilir. Bugün itibarıyla devletleri oluşturan vatandaşların sayıları çok fazla olduğundan ve bunlar çok geniş bir coğrafi alana yayıldığından dolayı doğrudan demokrasi uygulanamamaktadır. Bununla birlikte halkın doğrudan karar verdiği istisnai durumlar da söz konusudur. Türkiye’de de geçerli olan ve halkoyu referandum olarak bilinen doğrudan demokrasi uygulamasına göre halk evet hayır oyu vererek anayasa değişikliklerine karar verebilir.
 Uygulamada doğrudan demokrasi mümkün olmadığından halk temsilcilerini belirler ve bu kişiler halk adına kararlar alır. Bu demokrasi uygulaması temsili demokrasi olarak adlandırılır. Temsilciler halktan aldığı yetkiye istinaden belirli bir süre halk adına yasama yetkisi kullanır. Yürütmenin yetkili kişileri de halk tarafından seçilir.
 Başkanlık sistemi olarak bilinen sistemde yürütme organı olan başkan doğrudan halk tarafından seçilir. Türkiye’nin de benimsediği parlamenter sistemde yürütme organı olan ve başbakan ile bakanlardan oluşan hükümet seçimle işbaşına gelen yasama organı meclis tarafından göreve getirilir ve onun tarafından denetlenir. Ayrıca Cumhurbaşkanının da halk tarafından seçilmesi söz konusudur.
 Çok önemli idari makamlara gelen kişiler de ya yasama organı tarafından doğrudan belirlenir, ya da yürütmenin atadığı kişileri yasama organı onaylar. Ayrıca bazı önemli idari makamlar ilgili bakanın, başbakanın ve cumhurbaşkanının imzaladığı ortak kararname ile doldurulur. Halk tarafından seçilen kişilerin idari makamları ataması idareye demokratik meşruiyet kazandırır, çünkü bu kişiler halktan yetki almıştır.
 Kural olarak yargı gücünü kullanan kişiler seçimle işbaşına gelmezler. Ancak yargı erkinin en tepesindeki kişilerden en azından bir kısmının seçimle işbaşına gelen yasama organı veya cumhurbaşkanınca belirlenmesi onlara demokratik meşruiyet kazandırır.
 Hatırda tutulmalıdır ki, seçim süreçleri doğası gereği politiktir ve yasama organı ile yürütmenin yaptığı atamalara da bu kimi zaman yansıyabilmektedir.
 Demokrasinin olmazsa olmaz ilkesi özgür seçimlerdir. Ancak özgür seçimler aracılığıyla halkın iradesi ülke yönetimine yansıyabilmektedir. Seçimler makul aralıklarla tekrarlanmalıdır. Çünkü halk fikrini değiştirdiğinde kendi adına yetki kullanan yeni kişileri işbaşına getirebilsin.
 Seçim sonuçlarına herkesin saygı göstermesi zorunludur. Özellikle iktidara gelememiş olanlar bir dahaki seçimlere daha iyi hazırlanarak halka alternatifler sunmalıdırlar. Seçimler dışında iktidara gelmek bir demokraside kabul edilemez.
 İktidar her yönetimde vardır ancak muhalefet sadece demokrasilerde söz konusudur. Seçimler halka alternatif sunmak içindir. Bunun gerçekleşmesi halka öneriler sunan muhalefetin varlığına bağlıdır. Muhalefet ve farklı alternatifler olmadan seçimler anlamsızdır.
 Özellikle düşünceyi ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkı başta olmak üzere insan hakları güvence altına alınmalıdır. Böylece örgütlü bir toplumda halka gerçek alternatifler sunulabilecektir.
 Bu şekilde hem çoğunluğun yönetme hakkına saygı gösterilmiş hem de halka gerçek alternatifler sunan çoğulcu bir demokrasi söz konusu olabilecektir.
 1982 Anayasası Cumhuriyetin nitelikleri arasında demokrasi ve hukuk devletini de saymıştır.