Hukuk bir kurallar bütünüdür. Bu kuralla...

 Hukuk bir kurallar bütünüdür. Bu kuralların ne olduğunu hukuk kaynakları belirtir. Hukuk kaynakları bağlayıcı kaynaklar ve bağlayıcı olmayan kaynaklar olarak ikiye ayrılır. Asıl kaynaklar uyulması zorunlu olan kuralları gösterir. Dolayısıyla bunlar bağlayıcıdır. Yardımcı kaynaklar hukuk kuralının ne olması gerektiği hususunda yol göstericidir. Hukuku uygulamakla yükümlü olan yerler bunları dikkate alabilirler, ancak onları uygulamak zorunda değillerdir. Bu yönüyle yardımcı kaynaklar bağlayıcı değildir.
 Ayrıca hukuk kaynakları yazılı olan ve yazılı olmayan kaynaklar olarak da sınıflandırılabilir. Kanunlar, Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ve yönetmelikler yazılı kaynakların örnekleridir. Gelenek hukuku ve hukukun genel ilkeleri ise yazılı olmayan bir kaynaktır. Yazılı kaynaklarda kural bulunmadığında, bunların hükümleriyle çelişmediği müddetçe, yazılı olmayan kaynakların uygulanması söz konusu olabilmektedir.
 Kaynaklar arasında bir sıralanış sistemi bulunmaktadır. Bu, normlar hiyerarşisi olarak adlandırılan bir piramit şeklinde ifade edilir. En üstte anayasa bulunmaktadır. Onu takiben aşağıya doğru kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelikler gelmektedir. Uluslararası antlaşmalar kanunlarla eşit düzeydedir. Normlar hiyerarşisinin mantığına göre alttaki kural geçerliliğini üstteki kuraldan almaktadır ve onunla uyumlu olmak durumundadır. Diğer bir deyişle yasalar anayasaya, yönetmelikler de yasalara uygun olmak durumundadır. Piramit mantığı gereği üstteki kurallar genel olup alttaki kurallar daha ayrıntılı düzenlemeler içerir.
 Anayasa normlar hiyerarşisinin en üstünde bulunur. Hukuk düzeni içerisindeki tüm kuralların anayasaya uygun olması gerekir. Anayasaya aykırı bir kural konulamaz. Anayasaya aykırılık söz konusu olursa, o kuralın iptal edilerek ortadan kaldırılması gerekir. Kanunların anayasaya uygunluğunu anayasa mahkemesi denetler.
 Anayasasız bir devlet olmaz. Anayasa devletin niteliğini, yapısını, temel organlarını, bunların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenler. Bireyin devlet karşısında temel hak ve özgürlükleri de anayasa tarafından düzenlenmiştir.
 Anayasa kuralları “anayasa” olarak adlandırılan tek bir yazılı metinde toplanabileceği gibi, birden fazla belgede de toplanabilir. Hatta bu kuralların bir kısmı yazılı olmayan gelenek hukuku tarafından da düzenlenebilir. Türkiye anayasası 1982 yılında kabul edilmiş bulunan tek bir metindir. İngiltere’de ise anayasa kuralları değişik belgelerde ve gelenek hukukunda yer almaktadır. Bu açıdan kimi zaman İngiltere’de anayasa olmadığı ifade edilerek tek bir anayasa metninin bulunmadığına işaret edilmektedir.
 Demokratik toplumlarda anayasalar toplumsal ve siyasal uzlaşmayı gösterir. Yönetim biçiminin nasıl olacağı, devletin hangi ilkelere göre kurulup işleyeceği, ana organların birbirleriyle olan ilişkileri üzerinde toplum ve siyaset kurumu anlaşmıştır. Değişen şartlara göre yeni uzlaşmalar sağlanarak anayasa hükümlerinin değiştirilmesi hatta yeni anayasaların yapılması da mümkündür. Anayasa hükümlerinin kanunlardan daha zor değiştirilmesi esastır. Çünkü normlar hiyerarşisine göre kanunlar anayasaya uygun olmak durumundadır. Anayasa hükümleri kanunlar gibi değiştirilebilse bu uygun olma kuralının önemi ortadan kalkacak ve yasama organı sıradan bir kanun yapar gibi anayasa kuralını değiştirebilecektir.
 Kanunlardan daha zor değiştirilebilmekten kasıt anayasa değişiklikleri için yasama organında öneride bulunma ve kabul etme bakımından daha çok milletvekilinin desteğine ihtiyaç duyulmasıdır. Kimi zaman anayasa değişiklikleri, kanunlardan faklı olarak, halkoyuna da sunulabilmektedir. Kanunların tümü değiştirilebilirken, sert anayasaların bazı hükümleri değiştirilememektedir. Bu şekilde kanunlardan daha zor değiştirilebilen anayasalara sert anayasa denilmektedir. Yumuşak anayasa ise kanunlar gibi değiştirilebilen anayasaları ifade eder. Sert anayasalar daha zor değiştirilebildikleri için anayasada yer alan temel hakları sağlamada daha etkindir.