Duruşmada kimin nerede oturacağını göst...

 Duruşmada kimin nerede oturacağını gösteren kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Duruşmanın düzenini sağlayan hâkimin bunu mahkemeye saygı kuralları çerçevesinde organize etmesi mümkündür. Çocuğun üstün yararının ön planda olduğu çocuk yargılamasında, çocuğa yardım edecek olanların yanında oturacak şekilde duruşmanın yapılması, mukayeseli hukukta tavsiye edilen yöntemdir.
 Hâkim ve Cumhuriyet savcısı kürsüde oturur. Normalde bir, heyet halindeki mahkemelerde ise üç hâkim kürsüde oturur. Mahkeme başkanı hâkim ortada üye hâkimler sağ ve solunda otururlar. Hâkimin sağ tarafında Cumhuriyet savcısı durur. Hâkime göre sağ taraf davacının, sol tarafsa davalının yeridir. Diğer bir ifade ile yüzümüz hâkime dönükken sol tarafımız davacının, sağ tarafımızsa davalının yeridir.
 Hâkimin önünde mahkeme kâtibi yer alır. Kâtip, duruşma esnasında gerçekleşen işlemleri hâkimin talimatlarıyla tutulan tutanağa geçirir. Kâtibin ilk ve en önemli görevi duruşma sürecine resmî tanık olarak katılmasıdır. Cüppe giyilmesi bakımından Avukatlık Kanunu'nda ve avukatlık meslek kurallarında zorunluluk bulunmaktadır. Hâkim ve Cumhuriyet savcılarının cüppe giymesi açısından ise Hâkim ve Savcıların Resmî Kıyafet Yönetmeliği'nde düzenleme bulunmaktadır. Kâtiplerin giymesi gereken bir üniforma düzenlenmemiştir. Bu sebeple kâtipler 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda devlet memurlarının uymak zorunda oldukları kılık kıyafet kurallarına tabidirler.
 Tanıklar kâtibin önünde yer alan kürsüden konuşurlar. Tutuklu olmayan sanıklar ve hukuk davalarında davalı ve davacı kendilerine ayrılan yerde durur ve buradan konuşurlar. Varsa tarafların avukatları yanlarında durur. Daha açık bir anlatımla herkes oturduğu yerde, ayağa kalkarak konuşur. Sadece tanık, salonda oturmadığı için kürsüye gelerek konuşur.
 Ceza mahkemelerinde tutuklu sanıklar için kafesli bölüm bulunmaktadır. Tutuklu sanıklar jandarma nezaretinde bu bölmede otururlar. Tanık sıfatıyla dinlenilecek kişi içerde olup biten olaylardan etkilenmeden, gerçeği doğru biçimde anlatması amacıyla dinleneceği ana kadar salona alınmaz. Bu nedenle tanığın oturacağı bir yer bulunmamaktadır. Tanık ifade vereceği zaman, mübaşir seslenerek onu salona çağıracaktır. İfadesini veren tanık, hâkim izin verdiğinde gidebilir.