Öncelikle belirtilmelidir ki harç yapıl...

 Öncelikle belirtilmelidir ki harç yapılan bir hizmet karşılığı olarak devletin aldığı paradır. Medeni usul hukukunda olduğu gibi icra hukukunda da harç ve giderler sonuçta haksız çıkan tarafa yükletilir.
 Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir. Kanuna göre tahsil harcı alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir. İlgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır.
 Değinilen bu kanun hükümlerine göre tahsil harcının sorumlusu daima borçludur. Bu harcın icra dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili olmayıp borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Borçlunun borcu yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı vardır. Yani alacaklı gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir.
 Somut olayda alacaklı bankanın borçlu aleyhine yaptığı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinde tahsil harcının ve cezaevi harcının kesildiği görülmektedir. Yukarıda açıklanan kanun hükümleri karşısında icra müdürlüğünce dosyaya aktarılan bedel üzerinden tahsil harcı alınmasında yasaya uymayan bir yön yoktur.