Taraflar arasındaki manevi tazminat dav...

 Taraflar arasındaki manevi tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, asliye hukuk mahkemesince davanın yetkisizlik nedeniyle reddine dair verilen kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir.
 Her dava, yasada aksine bir düzenleme bulunmadıkça davanın açıldığı günde davalının yerleşim yeri sayılan yer mahkemesinde görülür. Özel bir düzenleme içeren Türk Medeni Kanununun 21 inci maddesi gereğince de haksız eylemden doğan dava, haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde açılabilir. Ayrıca davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir. Böyle bir durumda davayı hangi mahkemede açacağı konusunda seçimlik hakkı bulunan davacı, davasını dilerse davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde, dilerse haksız eylemin gerçekleştiği yer mahkemesinde veya kendi yerleşim yeri mahkemesinde açabilir.
 Eldeki dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin olup davacının kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açmak suretiyle seçimlik hakkını doğru olarak kullandığı sonucuna varılmaktadır.
 Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek, yetki itirazının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
 Yerel mahkemece yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay ilgili dairesince bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
 Direnme kararını, davacı temsilcisi temyize getirmiştir.