Dosya içerisine toplanan delillere bakı...

 Dosya içerisine toplanan delillere bakıldığında, haciz adresinde kimin faaliyet gösterdiği, borçlunun davacı şirket ile arasındaki ilişkinin ne olduğu, mahcuzların kime ait olduğu konuları kesin bir biçimde tespit edilememektedir. Ticaret sicil kaydına göre davacı kurulduğu tarihten itibaren aynı adreste faaldir ve burasının haciz adresi ile ilgisi yoktur. Ancak vergi levhasındaki adres kapı numarası olmamakla birlikte haciz adresi ile uyumlu görünmektedir. Yine üçüncü kişi adına düzenlenen faturaların bir kısmında haciz adresi yer almaktadır.
 Öte yandan davacı bir limited şirkettir ve bu şirketlerin, ortaklarından ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği olduğundan, malları, alacakları, hakları ortaklar değil şirket tüzel kişiliğine aittir. Bu nedenle ortağın kişisel alacaklısı, öncelikle ortağın kişisel mallarına, bunlar yoksa veya alacağının tamamını tahsil edememişse ortağın şirketteki kar payına başvurabilir. Bir başka anlatımla limited şirketin ortakları dahi şirket mal varlığı üzerinde hak iddia edemeyeceğine göre, alacaklılarının da böyle bir iddia ile işlem yapabilmeleri mümkün değildir.
 Bu koşullarda yapılması gereken iş öncelikle, haciz adresindeki işyerinin davacı şirkete mi, borçluya mı ait olduğunu belirlemektir. Bu konu yerinde kolluk aracılığı ile araştırılabileceği gibi ilgili vergi dairesinden sorularak, hatta gerekirse ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespit edilebilir. İşyerinin borçluya ait olduğu davacı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığı saptanırsa bu kez üçüncü kişinin sunduğu delillerin istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli olup olmadığı üzerinde durulmalı, faturaların gerçekliği ve mahcuzlara uygunluğu araştırılmalıdır.