Davalı kurum yönünden davanın yargı yol...

 Davalı kurum yönünden davanın yargı yolu bakımından reddi gerekirken yanlış değerlendirme ile işin esasına girilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
 Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
 Dava, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken, kusurları sonucu kişilere zarar vermelerinden kaynaklanan ve zarar görenlerin kamu görevlileri aleyhine açtıkları tazminat davasıdır.
 Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm, özel dairece bozulmuş, mahkemece, önceki gerekçeler genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir.
 Direnme kararını davalı vekili temyiz etmiştir. Davalı direnme kararını temyiz etmemiştir.
 Bozma ilamı ve direnme kararının kapsamına göre, Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık, eldeki maddi ve manevi zarar davasına davalı idareye karşı idari yargıda mı, yoksa adli yargıda mı bakılacağı noktasında toplanmaktadır.
 İşin esasına geçilmeden önce, Hukuk Genel Kurulunda usulüne uygun bir direnme kararı bulunup bulunmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmıştır.
 Davacı vekili, müvekkilinin belli bir tarihte hastaneye giriş yaptığını, davalının müvekkiline safra kesesinde taş olduğunu ve kapalı ameliyatla bu taşın alınacağını söylediğini, kapalı yapılması gereken ameliyatın açık ameliyata dönüştüğünü, karaciğerdeki safrayı safra kesesine nakleden kanalın davalı doktorun dikkatsizliği ve tecrübesizliği sonucunda kesilerek alındığını, müvekkilinin üniversite hastanesinde uzun süre yattığını, taburcu olduktan sonra da kontrole gidip geldiğini belirterek, davalılardan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, dava konusu maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.